İmanın sahih olma şartları

İman ölüm döşeğinde iken; yeis ve ümitsizliğe kapılarak vaki olmamalıdır. Kuranı kerimde : “ azabımızın şiddetini gördükleri zaman imanları kendilerine faid verecek değildir. Buyrulmaktadır. İbni Abidin: “hak olan mezheplere göre, ölüm döşeğinde can çekiştiren kafirin imanı ile, kendilerini yok edecek azabı gördüklerinde iman eden kafirlerin imanı faide vermez hükmünü zikreder. Tıpkı firavunun boğulma anında iman ettiğini ilan etmesi gibi…

Mümin zarureti diniyyeden olan hükümlerden herhangi birini inkar veya tekzib etmemelidir. Mesela bir kimse, Allahu Teala(cc)’nın varlığına, birliğine, kitaplarına, meleklerine, Ahiret gününe ve peygamberlerine iman ettiğini ikrar etse, ancak Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in peygamberine iman ettiğini ikrar etse, ancak Resuli Ekrem (SAV) in peygamberliğine inanmadığını beyan etse, böyle bir iman sahih değildir. Çünkü iman bir bütündür, tecezzi (cüzlere ayrılmayı) kabul etmez. Yine kuranı kerime inandığını beyan eden bir kimse, onun herhangi bir ayeti kerimesini yalanlasa, bu kimse mümin değildir. Çünkü kuranı kerimden olduğu sabit olan herhangi bir ayeti kerimeyi inkar etmek küfürdür. Bu noktada efendim çoğuna inanıyor ya? Diye itirazda bulunulamaz. Zira kuranı kerim, Allahu Teala(cc) katından Cebrail vasıtasıyla ve vahiy yoluyla indirilmiştir. Bir ayeti kerimeyi yalanlamak, vahyi yalanlamak hükmündedir.

İslami hükümlerin tamamını tasdik etmek, delaleti ve subiti kati olan nassları hafife almak, alay etmemek ve eda etme hususunda gayretli olmak da şarttır. Hayatı boyunca iman iman üzere olan bir kimse, ömrünün sonunda irtidat ederse ebedi azaba müstahak olur. Dolayısıyla müminler, bilmedikleri herhangi bir mesele ile karşılaştıkları zaman, ileri geri herhangi bir söz söylemeden, Allah (cc) ve resulü (SAV) nasıl bildirmişse öyledir demelidirler.

Bir yanıt yazın