Kalp tarafından sağlanan kan dolaşımı, vücudun hücre metobolizmasını sürdürmesini ve artıklardan arınmasını sağlar. Temelde hayat , kalp kasılmalarının sürekliliğine bağ: kalbin üç dakika çalışmaması bile , beyin ölümüyle sonuçlana geri dönüşsüz lezyonlara yol açar. Sanayileşmiş ülkelerdeki ölüm nedenlerinin başında gelen kalp ve damar hastalıkları temel tıp konularında olduğu kadar tedavi alanında da yoğun araştırmalara konu olmaktadır.
Kalp Nedir ?
Kalbin işlevi esrarını uzun süre korumuş ve geleneksel inançlarda kalbe büyük önem verilmiştir. Cesaretin , neşenin ve kederin kaynağı sayılan kalbin , ruhun barınağı olduğunu da inanılmıştır.Günümüzde apaçık bir bilgi konusu olan kan dolşaımı kavramı, oldukça geç edinilmiştir: nitekim bu noktaya gelmek için XVII. yy’ı , İngiliz doktor William Harvery’i (1578-1657) ve kalbin kan dolaşımında oynadığı özel rolü anlamak içinse , onun 1628’de yazdığı <<Hayvanlarda Kalp ve Kanın Hareketleri Üzerine Anatomi İncelemesi>> ( Excitatio anatomica de moto cordis et sanguinis in animalibus) adlı katabını beklemek gerekmiştir.
İnsanın kalbinin anatomisi
İnsan kalbi, göğüs kafesinde , iki akçiğer arasında ve göğüs kemiğinin arkasında eğik bir durumda bulunmaktadır. Ortalama 260 g ağırlığında olan kalp, kasılmasını sağlayan ve miyokart (kalp kaso) denen bir kas tabakasından yapılmıştır. Miyokardın kendisi de üç tabakadan oluşur: kap boşluğunun ve uzantılarının içini kaplayan çok ince bir zar halindeki andokart ( kalp iç zarı) ; miyokardın dışını saran epikart (kalp dış zarı) ve endokart ile epikart arasında ise kalp kasının en büyük bölümü olan asıl miyokart bulunur.
Kalp boşlukları. Anatomik ve işlevsel açıdan , kalp iki kısma ayrılır: sağ kalp ve sol kalp; bunların her birinde de iki ayrı bölüm bulunur: yukarı bölümdeki kulakçıklar , aşağı bölümde karıncıklar. Bir rezervuar gibi çalışan kulakçıkların çeperi ince olduğu halde, kan pompası işlevi gören karıncıklarınki daha kalındır; ayrıca sol karıncığın çeperi de sağ karıncığa göre yaklaşık 2 kat daha kalındır. 2-15 mm arasında değişen kalp kası kanlınlığı , her boşlukta ortaya çıkabilen en yüksek basınçla orantılıdır.
Sağ kulakçık , büyük dikey eksen üzerinde yumurtamsı bir biçimdedir. Onun üzerinde sağ kulakçık uzantısı ( auricula) yer alır ve onun boşluğu da bölmelidir. Sağ kulakçık üst kısmıyla üst anatoplardamarı ve alt kısmıyla da , alt anatoplardamar ile koroner sinüsü alır.
Sol kulakçık , enlemesine uzuncadır. Sağda ve solda biri üst diğeri alt olmak üzere ikişer ikişer yer alan dört akciğer toplardamarı bu kulakçığa dökülür.Sağ kulakçıkta olduğu gibi , bunun da önünde bir kulakçık uzantısı yer alır , ama bu uzantı bölmeli değildir. İki kulakçığı ayıran kulakçıklar arası duvarın ortasında , Vieussens halkasıyla çevrelenmiş bir çöküntü (oval çukur) bulunur.
Sağ karıncık üçgen prizma şeklindedir. Arka üst kısmından akçiğer atardamarı doğar; bunun çıktığı yerin gerisinde karıncık boşluğu , infundibulum denilen bir girinti yapar.Yumurtamsı biçimdeki karıncıktan aort çıkar; akciğer atardamarında olduğu gibi aortun üzerinde de sigmamsı kapakçıklar vardır.İki karıncığı ayıran duvar , yani karıncıklar arası duvar çok kalındır ve sağ karıncık boşluğunun içine doğru bombelenir.
Kalp kapakçıkları. kalbin çalışmasında temel bir rol oynayan organlardır. İki çeşit kapakçık vardır:kulakçık-karıncık arası kapakçıklar ve atardamar içi kapatçıklar.
Kulakçık – karıncık arası kapakçıklar , tepesi karıncık boşluğunda bulunan lifselbir huni biçimindedirler; bunlar kulakçıktaki kanı karıncığa yönlendirir ve kasılma yani karıncık sistölü sırasında ,karıncıktaki kanın kulakçığa geri kaçmasını engeller. Sağ kapatçık veya triküspit , infundibulumun altında yer alır. Sol kapatçık veya mitral kapağı , aourtun altında bulunur ; bu kapak iki yaprakçıktan oluşur. Sol karıncığın içindeki basınç arttığı zaman , yani kasılma anında , çok ince lifsi bir zardan ibaret mitral kapağı kulakçık boşluğuna doğru bombelenir ve bağlı olduğu destek ve kordonların yardımıyla kapanır. Böylece kanın karıncıktan kulakçığa geri tepmesini önler.
Atardamarların içinde de (aort ve akciğer atardamarı) kapakçıklar vardır; sigmamsı veya yarımay kapakçıkları denen bu kapakçıklar , kalp kasının gevşemesi ( karıncık diastolü ) sırasında, atardamardaki kanın karıncığa geri dönmesini engeller.
Kalp kasının kasılabilmesi için , önemli miktarda kan akımına ihtiyaç vardır ; bunun da iki koroner atardamar sağlar. Bu atardamarlar uç damarlardır ve birbirleriyle bağlantısızdır.Bunlardan birinin tıkanması , iskemi alanında , yani kandan yoksun kalan kısımda , miyokart enfarktüsüne neden olacak bir lezyon yaratır.
Kalbin embriyon evresindeki gelişimi
Anne karnında ilk oluşan şekliyle kalo , dört boşluklu bir küp biçimindedir.Boşluklar sırasıyla şunlardır: toplardamar sinüsü , kulakçık , karıncık ve atardamar soğancığı. Bu tüp daha sonra kıvrımlanır ve boşluklar değişik oranlarda gelişir. Toplardamar sinüsü ilk kulakçıkla bütünleşir. Atardamar soğancığı, karıncık boşluğuyla birleştiği bölümde dört kapakçık içerir.Kulakçık – Karıncık kanalı , septüm intermedium denilen bir bölmenin iki yanında iki deliğe ( sol ve sağ ) ayrılır. Septumun sağ kenarı , triküspit kapağın iç kapakçığını , sol kenarı ise mitral kapağın sağ kapakçığını oluşturur.
Daha sonra kulakçık boşluğu içinde de iki bölme ortaya çıkar.Septum Primum adı verilen ilk bölme , çeperin alt kısmında bir çıkıntı olarak belirir ve yukarıya doğru ilerleyerek , ilk kulakçığın üst kısmına ulaşmadan gelişimini tamamlar. Septum secundum adı verilen ikinci bölme ise , birincinin tam tersi yönünde gelişir. Embriyonun evresi süresince , kulakçık boşluğu içerisinde sağdan sola doğru akan kan septum primumu sol kulakçığa doğru iter. Her iki bölmenin orta kısmında oluşan yarığa Botak deliği ( Oval delik ) adı verilir.Bu delik yeni doğan çocuğun ilk solukl alması ile kapanır; bunun nedenide sol kulakçık basıncının sağ kulakçık basıncının üzerine çıkması sonucunda , septum primum ile septum secundumun birbirine yapışmasıdır. Oval deliğin kapanmaması halinde , her iki kulakçığın birbiriyle bağlantılı olmasına yol açan doğuştan bir yapı bozukluğu ortaya çıkar.