Kuran-ı Kerimde “ve o (Resuli Ekrem) kendi heva ve hevesinden söz söylemez. O (kuran ve onun din hususundaki emri) ilka edile gelen vahiyden başka bir şey değildir.” buyrulmaktadır. Resulullah Sallallahü Aleyhi Vessellem’in Kuranı Kerimde mücmel olarak farz kılınan bütün emirleri, sahabe kirama talim ettirdiği bilinmektedir. Mesela kuranı kerimde zekat farz kılınmıştır. Ancak hangi maldan, hangi süre içerisinde ve ne miktarda verileceği zikredilmemiştir.
Resulullah Sallallahü Aleyhi Vessellem döneminde bir gurup kimse; biz Allah’ın kitabından başka delil tanımayız iddiasını sarılmıştır. Resulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem “içinizden hiç birinin koltuğuna (sedirine, kanepesine ) yaslanmış bir vaziyette iken, kendisine benim emir ve nehiylerimden biri ulaştırıldığında başkasını bilmem, biz Allahu Teala’nın kitabında gördüğümüze uyarız dediğini sakın görmeyeyim.” Emrini vermiştir. Bu emir, Allahü Teala’nın kitabını kabul etmekle beraber, Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem in sünnetini reddedenleri ilzam etmektedir. Esasen Allahu Teala’nın “bir de peygamber size ne verdiyse (her ne emir verirse) onu tutun, nehyettiğinden de sakının” emrini verdiği malumdur. İbni Huzeyme (rh.a). din hususunda Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem’e itaat etmenin farz olduğunu, şahsi reyle karşı çıkmanın haramlığını El Ahzab Süresinin 36.ayeti kerimesini zikrederek beyan ediyor.
